22 Ekim 2014 Çarşamba

Masallardan bir aşk istiyorum

Aşk filmleri izleyip iç çeken sadece kadınlar değildir heralde biz erkeklerin de (tamam belki hepsinin değil) kadın karaktere aşık olup erkek karakter yerinde olmak istediği bir sürü hikaye var.

Daha önce sinemada izlediğim bir filmi tekrar evde izledikten sonra yazıyorum. Bu günü aşk filmi izlemeye ayırmıştım. Kısmetimizde Winter's Tale varmış.

Daha önce Lake House filmini izledikten sonra da aynı şeyleri hissetmiştim. Sonunun sonsuza kadar mutlu yaşadılar şeklinde bitmediğini bile bile erkek karakterin yerinde olmak istiyorum.

Bir taraftan kendime bak birşey dilerken iyi düşün diyorum fakat acıyı ve çaresizliği az çok biliyorum. Bu düşünceler bu isteğimi değiştirmiyor.

Masallardan bir aşk istiyorum

28 Eylül 2014 Pazar

Değişim derken

Değişim derken düğünleri sevmem. (belki bu bile değişmeli ) Dün gittiğim düğünden üç farklı insan kesiti geldi gözümün önüne.

Birinci grup benim de eskiden içinde bulunduğum, kös kös oturup burada ne işim var diyenler. Sıkıcı tiplerdir kendileri

Üçüncü grup, benim hayran olduğum grup gelinin babası konumunda olup gelin çiçeğini kapabilen. Pistin ortasında rock n roll yapabilen. Ya da piste çıkıp gelinle bile dans edebilen. Daha nice eğlenceli tipler.

İkinci grup ikisinin arasında her an birinci gruba geçebilecek olan. Çaba sarfederse bence üçüncü gruba geçebilecek olan grup.

16 Eylül 2014 Salı

Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?

 Bugün bir çift göze takıldım. Tam birşeyler yazacaktım.  Aşağıdaki şiir aklıma geldi.

Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, malmı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
 Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?

Victor Hugo

16 Mart 2014 Pazar

Mutluluk, aşk, efsane

Askerde iken bolca tekrarlarını izlediğim Zerda dizisi şöyle başlıyordu;

İki kişi birbirini sever de kavuşurlarsa mutluluk olur... Biri kaçar diğeri kovalarsa aşk olur... İkisi de sever ama kavuşamazlarsa işte o zaman efsane olur.

Ben sanırım bir defa kaçanı kovaladım. Aşkın neler yaptırabileceğini o zamanlardan hatırlıyorum. Bir insan kaç defa gerçekten aşık olur bilmiyorum. Ben defalarca sevdim. Defalarca kapıldım deli oldum. Fakat bir defa gerçekten aşık oldum.

İnsan aşık olunca gözü kör, kulağı sağır, biraz da salak oluyor. Beyin ile değil de kalp ile düşününce işler hep sarpa sarıyor.

Bazen de benim gibi gecenin üçünde hayal meyal aklına getirip uykusuzluğuna uykusuzluk ekletiyor.

15 Ocak 2014 Çarşamba

İçimdeki bin heves

Söylemek istesem gönüldekini
Dilime dolalnan ızdırap olur
Yazsaydım derdimin ben bir tekini
Ciltlere sığmayan bir kitap olur

Ah ne yaman çileli bir insanmışım
Sunulan her zehri bir şifa sanmışım
Ah ne aldanmışım  
Aldanan gönülde aşk serab olur


Ömrümün güzel çağı İçimdeki bin heves
Her güzelin ardından tükendi nefes nefes
Artık sevda yalunda ne dilimde bir dua
Ne mızrabım’da şevk var ne sazımda eski ses
Her güzelin ardından tükendi nefes nefes

Gençlik geldi geçti bir günlük süstü
Nefsim doyamamaktan dünyaya küstü