5 Kasım 2006 Pazar

Bu resimlerdeki gariplik ne?

"Yeni bir haritacılık yöntemi: Ülkenin kullandığı yakıt miktarına; 1500 yılında servet dağılımına; yıllık verilen patent sayısına; işler durumdaki traktör sayısına; işgücü kapsamındaki 10-14 yaşları arasındaki çocukların kapsadıkları alanlara göre kıyaslamalı haritalar yapıldı."

Haritalara bayılırız. Haritalar ilk bakışta insanları hayrete sürüklerler: şekiller tanıdık gelse de, her şey garip bir biçimde çarpıtılmıştır. İnsanlar üzerinde düşünmeye bile gerek kalmaksızın, üzerinde yaşadıkları dünya ile ilgili birtakım bilgiler edinirler.

Elimizdeki verilerin büyük bir bölümü Birleşmiş Milletler gibi kaynaklardan gelir ve bu bilgiler genellikle eklere sıkıştırılmıştır. Kimse bu eklerdeki değerlere bakmak istemez.

Dahası, sayılarla dolup taşan bir cetvelin insanda ilgi uyandırmasını beklemek de abes olur. Ancak bu görüntülere /_newsimages/2382797.jpgbakmaktan da kendinizi alamazsınız. Nihayetinde, Apollo uzaybilimcileri tarafından çekilen ve dünyaya yepyeni bir bakış açısı getiren ünlü Earthrise benzeri bir fotoğraf herkes için ilginç bir görüntüdür.

Korkusuz oynamalar

İlk bakışta dikkat çeken belki de üzerinde korkusuzca yapılan oynamalar olsa gerek.

Çarpıtma, doğal olarak, harita çiziminde hiç de yeni bir uygulama değildir. Alan, biçim, yön, ya da uzaklık gibi /_newsimages/2382798.jpgözelliklerin harita çiziminde bir biçimde çarpıtılması kaçınılmazdır.

Ünlü Peters izdüşümü en azından alanları kesin olarak yansıttığından belki de en az çarpıtılmış haritalardan biri olarak kabul edilmektedir.

Ancak bu harita dünyanın biçimiyle ilgili anlayışımıza önemli bir katkıda bulunmasına ve dünyanın kimi bölgelerinin ne denli geniş olduğunu yansıtması açısından su götürmez yararlar sağlamasına karşın, karasal alandan çok daha ilginç konular da vardır.
/_newsimages/2382801.jpg
Önemli olan nükleer silahlar mı

Bir ülkenin sahip olduğu nükleer silahların sayısı dururken, o ülkenin kapladığı alana çok daha fazla ilgi duyacak kaç kişi vardır acaba?

İnsanlar bu tür bilgileri genellikle renkler aracılığıyla yansıtmışlardır. Ne var ki, bu uygulamanın sonucu görsel açıdan salt alanda değişiklik yapmak kadar sezgisel bir işlem değildir. Bu yönde yapılan ilk girişimlerde ülkeler basit dikdörtgen bölümlerle temsil edilmekteydi.

Neyse ki, Ann Arbor Michigan Üniversitesi’nden Michael Gastner ile Mark Newman tarafından geliştirilen bir algoritma sayesinde, artık kara parçalarının tanınabilir biçimlerini koruyan yeni bir yöntem var.

Nasıl çizildiler

Bu yeni harita çizimlerinin nasıl oluşturulduklarını kavramak için nüfus örneğinden yola çıkabiliriz.

Söz konusu algoritma her ülkeyi gerçek nüfusuna göre yerleştirmekte ve ardından, tıpkı bir gazın yüksek basınçlı alanlardan alçak basınçlı alana akışı gibi, nüfusun aşırı yoğun olduğu bölgelerden daha az yoğun bölgelere akmasına olanak tanımaktadır.

Böylece, sınırların da genişlemesine ya da daralmasına yol açmaktadır. Haritalar bu yüzden öyle görünürler. Daralan alanlar havası bir miktar kaçmış balonlar gibi görünürken, genişleyen alanlar şişirilmiş balonlardan farksız görünürler.

Değişen toprak parçaları

Sonuçta, aynı alana sahip herhangi bir kara parçası aynı sayıda insanı temsil ediyor. Bir başka deyişle, nüfus yoğunluğu her yerde eşit oluyor ve belli bir kara parçasının son boyutu orada yaşayan nüfusun dünya nüfusuna oranını anında yansıtıyor.

Dahası, önceden belli bir biçim verilmiş balonların şişirildiklerinde ilk biçimlerini korumakla birlikte onun daha abartılmış bir görünümünü sergilemeleri gibi, bu toprak parçalarının hacimleri değiştiğinde harita üzerinde kapladıkları alan da değişir.

Öyle ki, haritada gördüğünüz ülkenin hangi ülke olduğunu yine de bilirsiniz.

Yeni algoritma

Newman bu yöntemin geliştirilmesine olanak tanıyan algoritmayı ısı iletim fiziği, moleküler karışım ve hızlı Fourier aktarımı adı verilen matematiksel bir araçtan türetti. Söz konusu algoritma bu izdüşümlerinin yalnızca ufak bir bilgisayar gücüyle oluşturulmalarına olanak tanımakla birlikte, uzun zamandır beklenen öteki can alıcı malzeme son derece ayrıntılı verilerden oluşmaktadır.

Eğitimin geliştirilmesi, HIV’in önüne geçilmesi, yoksulluğun en az düzeye indirilmesi v.b amacıyla geliştirilen bir dizi tasarıyı kapsayan BM Milenyum Geliştirme Hedefleri gelişmenin sağlanabilmesi için bu türde büyük miktarlarda verilere olan gereksinimi de beraberinde getirmiştir.

Bu tasarılar dünyanın çok daha iyi kavranabilen haritalarının oluşturulmasına da olanak tanımıştır. Danny Dorling, Anna Barford ile Sheffield ve Michigan Üniversiteleri’ndeki meslektaşlarının yapmaya çalıştıkları da işte budur.

Sözü geçen uzmanlar bu yıl tümü de Worldmapper sitesinde yayımlanacak en az 365 harita oluşturmayı tasarlıyorlar.

Bilgi için: "http://www.worldmapper.org" sitesine bir göz atacak olursanız, dünyanızın nasıl değiştiğini göreceksiniz.

Kaynak : hurriyet.com.tr