25 Ocak 2011 Salı

Deprem hikayesi devam

...

Herkes olası bir büyük Marmara depremini beklerken, merkez üssü İzmir körfezi olan bir deprem meydana gelmişti.

3-4 dk sonra telefonum çaldı. Arayan ekip arkadaşım Sedattı;
" Bu bir tatbikat değildir, telefon zincirini devam ettirerek şehir dışına çıkabilecek şekilde merkeze gel. " dedi.

Telefonu kapatır kapatmaz ben de ekip arkadaşım Ahmet'i aradım ve aynı kelimelerle;
"Bu bir tatbikat değildir, telefon zincirini devam ettirerek şehir dışına çıkabilecek şekilde merkeze gel. "
dedim.

Telefonu kapatıp hazır olan çantamın içerisine dışarıdaki bir kaç malzeme ile ilk yardım çantamı ekleyip son bir kez içindekileri elimdeki malzeme listesinden hızlıca kontrol edip taksi ile merkeze doğru yola koyuldum. Acaba deprem bölgesine gidecek miydik? Yoksa merkezde gitmek üzere hazır mı bekleyecektik? gibi soruları düşünürken taksi merkeze vardı.

Senaryo1 : Benden önce gelen arkadaşlar çoktan araçları yüklemeye başlamışlardı. Hangi araca hangi malzemenin konacağı zaten önceden belirlenmiş, birkaç defa tatbikatı da yapılmıştı. Bize sadece hazırlanan planı uygulamak kalmıştı.

Senaryo2 : Dışarıda bir sürü araba vardı fakat ortalıkta kimse görünmüyordu. Herkes neredeydi acaba diye düşünerek merkezden içeri girdim.

        Seneryo2a : Dışarıdan görünmese de içeride bir hareketlilik vardı. Ekibin büyük bölümü toplantı salonunda ekip liderinin kararını beklerken kendi aralarında şimdi ne olacağını konuşuyorlardı. Ekip arkadaşlarımızın ben dahil bir bölümü teorik ve uygulama eğitimleri almamıza karşın hiçbir depremde operasyonel olarak görev almamıştık. Ekip lideri sürekli telefon görüşmeleri yapıyor, ekibin ne yapacağı konusunda diğer ekipler ile bilgi alışverişinde bulunuyordu.

        Seneryo2b : Ben daha merkeze yeni girmiştim ki merkezdeki nöbetçi  arkadaştan araçların bir kısmının çoktan afet bölgesine doğru yola çıktığı haberini aldım. Geç kalmıştım ...


devam edecek...

23 Ocak 2011 Pazar

Deprem hikayesi

Bir deprem hikayesi yazasım geldi. İnşAllah hiçbir zaman gerçek olmayacak bir hikaye.

Şehri sadece sokak lambalarıın aydınlattığı bir saatti. Saatime bakmak aklıma gelseydi saatide hatırlardım diğer bütün detayları hatırladığım gibi. Her zamanki gibi internette o siteden bu siteye gezinip duruyordum. Birden bir sarsıntı oldu. Nispeten deprem bölgelerine uzak bir yerde yaşadığımız için yine çok fazla hissetmedik sarsıntıyı. Hemen televizyonlar, radyolar, internet siteleri flash haber olarak verdi; bizim hafif, o bölgede yaşayan insanların derinden hissettiği bu sarsıntıyı. Herkesin gözünü diktiği Kandilli rasathanesi 6.5 demişti şiddeti için süreside 48 sn sürmüştü. 48 sn içerisinde depremin merkezi olan bölgede taş taş üstünde kalmamıştı. Tarlaların ortasında yarıklar oluşmuş, korkuluklar bile yıkılmıştı. Herkes marmara bölgesinde beklerken bu kez deprem ege bölgesini vurmuştu. Bölgeden gelen ilk bilgilerde depremden etkilenen bina sayısı binlerce şeklinde açıklanıyordu. 
devam edecek ...