5 Kasım 2015 Perşembe

Ben kibrit kutusu

Yanmaya hazır bir kutu kibrit gibiydi hayatım,
Yanmaya hasret, yanmaya mahkum.

Bir kibrit alevi gibiydi aşkım,
Tutuşsaydı ormanları yakar, yok ederdi.

Defalarca yanıp, yakmaya çalışırken,
İlk esen rüzgarda sönüverdiler.

Daha kaç kibrit çöpü kaldı bilmiyorum,
Kutunun içi görevini yapamadan sönen kibrit çöpü mezarlığı.

Kaç defa aşık olur insan ömrü boyunca,
Gerçek aşkı ararken kaç defa kaybolur derin karanlıklarda.

Aşk ateşi ile Neron'un Roma'yı yaktığı gibi yanmak varken,
Küller içinde sönmüş bir kibrit çöpüyüm.

Dokunsan ağlayacağım

Daha iki gün önce yerinde duramayan ben şimdi dokunsan ağlayacağım. Mutsuz olmak bu kadar kolayken, mutlu olmak neden bu kadar zor.

Sudan bir sebep bulup ağlamak istiyorum.
Ayağım kapının eşiğine çarpsa, gülmek yerine ağlasam.
Yüzümü yıkarken gözlüğü çıkarmayı unutup yüzüme su çarpınca gözlüğü fark edip, gülmek yerine ağlasam.
Yeni yıkattığım arabanın üzerinde kuş pisliği görüp, gülmek yerine ağlasam.
Aslında bir ağlasam rahatlayacağım da gözlerim dolu dolu olsa da gülmek istiyorum.
Daha önce çok ağladım, artık gülmek istiyorum.

4 Kasım 2015 Çarşamba

Şaşkınım

Bilmiyorsun, günlerdir aşkından sarhoşum.
Biçare değilim ama sen bilmiyorsun.
Fırtınada coşan deniz misali aşkından coşmuşken,
Aniden sakinleşiverdim, şaşkınım.
Uzun zamandır kalbim böyle atmamıştı, heyecanlıyım,
Biliyorum yine başlamadan bitecek, üzgünüm,
Her geçen dakika karamsar ve mutsuzum. 


3 Kasım 2015 Salı

Heyecan

Bir şey olacağı yok ama yinede heyecanlanıyor insan. Tamam kabul edelim heyecandan ölüyorum, salak gibi oldum. Çok sık olmuyor bari tadını çıkarayım. Ayakta duramıyorum, koltuğumda oturdum kaldım. Keşke zamanı biraz ileri sarıp baksam sonra geri alıp yaşasam.